taf taf taf, who’s there?

gectigimiz ay manchester’da, turkish academics forum adli bir grup kuruldu. benim de genel sekreterlik gorevini ustlendigim  grup, ozellikle manchester ve cevresinde cok buyuk bir boslugu doldurma gorevi ustleniyor. daha once buralarda yapilmamis bir girisimde bulunuyor ve manchester ve cevresindeki turk akademisyen ve ogrenciler arasindaki bilgi paylasimi ve akademik isbirligini saglamayi amacliyor. grup, en cok da bizim gibi ingiltere’ye doktora egitimi gormeye gitmis ogrencileri biraraya getirerek paylasimda bulunmalarina zemin hazirliyor. henuz, yeni kuruldugu icin iki tane program gerceklestirdik. ilk programimizda marmara universitesi rektoru prof. zafer gul’u misafir ettik ve oldukca sicak bir sohbet ortaminda paylasimlarda bulunduk. ikinci programimiz ise manchester universitesinde “research associate” gorevine devam eden dr. abdullah gok’le gerceklesti. kendisi, gerek yurtdisindaki egitimi sirasinda gerekse yurticindeki akademik gorevi sirasindaki anilarini ve tecrubelerini bizlerle paylasti. cok iyi oldu, cok da guzel oldu.

abdullah hoca ile sohbet ettigimiz konulardan benim en cok ilgimi cekenlerden birisi turkiye’deki arastirma gorevlisi algisi oldu. arastirma gorevlilerinin gorevleri disinda hocalar tarafindan ne gibi islerde “istihdam” edildiklerinden bahsettik. abdullah hocanin bize tavsiyesi ise “arkadaslar sizden ricam, sakin ama sakin o hocalardan olmayin. sakin!” oldu 🙂 ingiltere’de de aslinda arastirma gorevlisi konumunda olan yani akademik meslege yeni atilanlarin islerinin pek de kolay olmadigindan da bahsetti. ne kadar cok calismalari gerektiginden ve ne kadar isle yukumlu olduklarindan.. aradaki fark ise, burada arastirma gorevlisi olmanin getirdigi ezikligin ve yorgunlugun en azindan maddi bakimdan ve bilgi bakimindan bir karsiliginin oldugu, turkiye’de ise herhangi bir getirisinin olmadigi… yine vurgu : “sakin ama sakin o hocalardan olmayin!”

turkiye’de hocasinin verdigi luzumsuz is yukunden ve akademik anlamda hic bir sey yapmaya firsati olmamasindan dolayi arastirma gorevliliginden istifa eden canim arkadasim aklima geldi. onun hocasi da bizim gibi burslu olarak amerika’da doktorasini yapmis ve alaninda oldukca basarili bir isim. abdullah hoca’yla olan sohbetimizde de buna degindik, yani alaninda basarili ve yurtdisi tecrubesi olan hocalarin bile bir sure sonra sistem icerisinde yogrulmaya basladiklarindan. yine kendisinin vurguladigi husus su idi: ” sakin ama sakin o hocalardan olmayin” 🙂

ingiltere’de akademik ortamda tutunmak ve bu alanda sabit bir is kazanmak oldukca zor. bunu cok yakindan gozlemleme imkanim oldu. bu bakimdan turkiye’deki arastirma gorevlileri ve akademisyenler cok daha sansli. en azindan isini kaybetme kaygisini tasimamanin psikolojik olarak bir rahatlik sagladigi suphesiz. burada aldigim bursa karsilik turkiye’de universitede calismak zorunda oldugumu duyan butun hocalar saskinlik ve gulumsemeyle karsiladilar beni. kahkahayla karsilayan bile oldu. turkiye’de arastirma gorevlisi olarak hic tecrubem olmadi lakin durum gorundugu kadar vahim ise, en buyuk temennim bu konuda ciddi bir duzenlemeye gidilmesi…

ve’s-selam…

mesele 2: yazma sureci (II)

bu yazi,  mesele 1: problem tesbiti ve mesele 2: yazma sureci (I) baslikli yazilarin devami olarak yayinlanmistir.

akademik ortamda basa gelen sorunlarin da basinda gelen sorunun akademik yazma oldugunu coook onceden soylemistik. akademik yazma sorununun basinda gelen sorunun ise oncelikle problemin tesbiti, sonralikla da yazma sureci oldugunu dusundugumuzu de belirtmistik. sonra da yazma sureci kismini yarim birakip tekrar devam edecegimizin sozunu vermistik. ayni zamanda da How to Write a Better Thesis adli kitaptan faydalanarak bunlara cozum aradigimizi coktaaan yazmistik.

simdi gelelim asil meseleye:

konuya dair yayinladigimiz bir onceki yazi, daha cok akademik bir calismanin taslaginin cikarilmasi ve anahatlarinin ortaya konulmasina yardimci bilgiler icermekteydi. her bir bolumun birbirleriyle olan tutarliligi ve calismanin amacindan sapmadan, konuyu dagitmadan arastirma problemine odaklanilmasinin onemi vurgulanan hususlardan idi. simdi ise bahsettigimiz kitaba gore, her bir bolumu yazmaya basladiktan sonra ve yazilmasi suresince goz onunde bulundurulabilecek birkac tavsiye var paylasmak istedigim:

kitap diyor ki,

ey arastirmaci!

1. erken ve sık yaz. araştırmayla yazmanı paralel tut.

2. önce giriş bölümünü yaz, daha sonra diğer bölümleri yazdıkça bu giriş bölümüne geri dön.

3. her bir bölümün başında okuyucuya, bu bölümün neden tezde yer aldığını, neyi nasıl elde ettiğini açıkla.

4. bölümü giriş kısmında belirtilen amaç doğrultusunda mantık çerçevesinde ilerlet.

5. sonuç kısmının özetten ziyade bulgular üzerinde güçlü bir sonuç olmasına dikkat et.

6. sonuç kısmında belirtilen bulguların asıl metin içerisinde bahsi geçtiğini kontrol et.

7. bu sonuçların giriş bölümünde ifade olunan amaçla örtüşüp örtüşmediğini kontrol et.

kendi tecrubeme dayanarak soyluyorum ki, bu incelikleri goz onunde bulundurmadan yazdigim yazilarda danismanlarimdan en cok duydugum elestiri yazarken odaklanma problemimin oldugudur. fakat bu maddeleri goz onunde bulundurarak verdigim yazilar genelde onay almistir danismanlarim tarafindan…

boylelikle bu yazi dizisi de sona erdi. yeni yazi dizilerinde gorusmek uzere…